Esselamu Aleykum,
Hiç şüphesiz ki Arapçanın bizler ve dünya müslümanları için farklı bir yeri vardır. Kuran-ı Kerim'in arapça olarak indirilmesi, İslamın dilinin arapça olması eski zamanlardan beri bu dile olan ilgilimizi arttırmıştır. Ancak ne yazık ki Türkiye de senelerden beri arapça eğitimi verilmesi ve bu konuda birçok kurs ve kurumun olmasına rağmen arapça konuşabilen insan sayısı çok çok azdır. Bir dili öğrenebilmek için çalışmak kadar o dili sevmekte önemlidir ki zevkle çalışılabilsin. Çok net hatırlıyorum eskiden annem inşallah birgün arapça öğrenirsin dediği zaman ''Arapça çok sıkıcı bir dil.Hiç öğreneceğimi zannetmiyorum zaten öğrenmekte istemiyorum ''derdim. Çünkü o zamana kadar arapçanın sadece bizlere öğretilen sıkıcı gramer kurallarından ibaret olduğunu düşünüyordum. Bu kuralları öğreniyor öğreniyor ve bir türlü konuşamıyorduk.Sanırım bu ülkemizde arapça öğrenmeye çalışan herkesin sorunu. Arapçaya olan ilgim ilk umre ziyaretinden sonra başladı.Nitekim oralara gidip,okunan cuma hutbesini anlayamamak,oraya gelen kardeşlerimizle konuşamamak beni üzdü.İstanbula döndükten sonra uzun araştırmalar sonucu çok iyi bir kurs buldum ve arapça eğitimime başladım.Hocamız Mısırlıydı ve neredeyse tek kelime Türkçe bilmiyordu. İlk kurdan itibaren diyaloglara başladık, arapçayı anlayabilmek, konuşabilmek bana müthiş bir zevk verdi. Demek o gözümüzde büyüttüğümüz arapça bu kadar kolay ve zevkliymiş dedim. 2. kurda iken arap tursitlerle çok rahat konuşmaya ve anlaşmaya başladım.İnternette arap arkadaşlar buldum onlarla yazıştım,arap uydu kanallarını izlemeye başladım. Bir sene sonra tekrar umreye gittim. Havaalanında uçağı beklerken bir arap kızla tanıştım. Arapça konuştuğumu görünce hem sevindi hem de şaşırdı.Biraz sohbet ettik,daha sonra ayrılıp uçağa bindik.Yolculuk esnasında birde baktım ki yanıma geldi. Bana hediyeler getirdi ve business class a davet etti. Böylece arapçam sayesinde business classta yolculuk etmiş oldum :)
Daha sonra yan koltukta oturan arap çiftle tanıştım.Benim arapça biliyor olmama çok sevindiler. Hemen kağıt,kalem çıkarıp telefon numaralarını verdiler. ''Biz Mekke'de oturuyoruz,oraya gelince bizi ara. Biz sana her konuda yardımcı oluruz.'' dediler. Tabi ben bu konuşmaları yaparken çok mutlu oluyordum.Ama benden çok karşımdaki araplar seviniyordu. Mekke'de dükkanlara girdiğimde arapça konuştuğum zaman hepsi hayret edip bana hediyeler veriyorlardı. Türklerin arapça konuşmasına hasretlermiş meğer :) Bu seviyeye geldiğimde belki inanmayacaksınız ama 6 aylık bir arapça geçmişim vardı. Bize öğretilen arapça yöntemi o kadar pratik,zevkli ve kolay öğrenilebilirdi ki bu kadar kısa sürede ben bu seviyeye gelmiştim.
Daha sonra Avrupa İslam Üniversitesinde eğitmime devam ettim. Burada birçok Arap hocayla tanışma fırsatı buldum. Okulumuza gelen arap misafirlerin seminerlerine katıldım. Uluslararası sempozyumlarda okulda en iyi arapça konuşan birkaç arkadaşla okulumuzu temsil ettik. Eskiden hiç bu seviyeye gelebileceğimi tahmin etmiyordum. Ama inanın ki arapça çok zevkli, eğlenceli ve harika bir dil.Yeterki doğru yöntemlerle, kolay ve eğlenceli bir şekilde öğretilebilsin.
Allah onlardan razı olsun hocalarım bana arapçayı çok sevdirdi şimdi bende onların bana aktardıklarını öğrencilerime aktarmaya çalışıyorum. Eğer bende bu dili sevdirebilirsem ne mutlu bana.
1 yorum:
nasıl ulaşıcaz sizlere.. cuneydmahan@mynet.com iletişim bilgilerinizi bu adrese yollayın lütfen
Yorum Gönder